Fare ile Kapı Açan Dolmuşçu

İnsanoğlu yaşadıkça değişik şeyler görüyor hayatta. İlginç bir şeyi de geçenlerde bindiğim bir dolmuşta gördüm.
Bindik bir arkadaşla dolmuşta gidiyoruz, şoförün hemen arkasında ki koltuklarda oturuyorduk.
Birden şoförün para kutusunun yanında bir fare (mouse) gördüm ve ilk başta şaşırdım.
Dedim ki dolmuşta fare ne işine yarayacak şoförün?
Sonra kafamdan geçiriyorum; NetBook’u falan var herhalde şoförün onda kullanıyor herhalde diye düşünürken, tekrar baktım şoföre ve hiç öyle bilgisayarda vakit geçireyim diyecek biri değil.
Birde bu olayı Ankara’da yaşadığımı düşündüğümüz de zaten şoförün buna zamanı da olmaz.
Başladım şoförün fareyi ne için kullandığını izlemeye.
Gördüm ki dolmuşun kapı otomatiğini fareye bağlamışlar ve şoför farenin tuşlarına basarak dolmuşun kapılarını açıp kapatmakta.
Yaklaşık 10 yıldır bilgisayar kullanıyorum ve heran elimde bir fare. Ve bu kadar zamandır fareyi dolmuşta kapı açmakta kullanmak gibi bir fikir aklımdan bile geçmemişti gerçekten.
Fare ile dolmuş kapısı açmayı hayal eden, bu hayali gerçekleştiren ve bunu dolmuşunda kullanan şoförü tebrik ediyorum…
Yurdum insanına fırsat verilse daha ne icatlar yaparlar belki de…

Vay Arkadaş Yaaa…

Vay arkadaş dedim de, abi arkadaş ne kadar önemli bir etkenmiş insanın hayatında.

Ankara’da yeni bir işe başladım, yaklaşık 2 ay kadar oldu. Yeni bir yeni bir iş ortamı bunların hepsi süper.

Bir de ev arkadaşım var o da çok iyi bir insan. Ama biraz yaş farkımız olduğundan ben çok kıpır kıpırım o biraz daha olgun ve durgun.

2 aydır her hafta sonunu evde yatarak geçiriyorum işe gitmediğim zamanlarda.

Kafadengi bir arkadaşın değeri böyle bir zamanda iyi anlaşılıyor ki birde ben öyle kolay kolay herkesle gezip tozabileceğim arkadaşlıklar kuramam.

Ha muhabbete girerim ama birşeyler paylaşayım da, beraber takılalım da olayına gelemiyorum.

Zaten şöyle bir baksam bugüne kadar toplasan berabe takıldığım çok fazla arkadaşım olmamıştır.

Ama her gittiğim yerde de onlardan birini ararım mutlaka. Ve bu arkadaşsızlığın etkisi ile haftasonları kendimi eve kapatıp uyumaya veriyorum.

Şu da var ki bende tek başına film izlemekten bile zevk alamayan biriyim ki bu bende bir arkadaş arayışını oldukça artırıyor.

Arkadaş bulana kadar bende yazmayla arkadaş olayım diye düşündüm.

Hem belki yazmak sıkıntımı alır benden, hem de yaklaşık 2 yıl önce aldığım internet adresim bir işe yarar.

Öyle işte ya..

Yazmakta da acemi olunca ancak bu kadar dökebiliyor insan içini…